DEĞİŞKEN HAVA DEBİLİ KLİMA SİSTEMLERİ – Bölüm 4 – SİSTEM YAPILANIŞLARI

4. Sistem Yapılanışları

4.1.  Değişken Debili Sistemlerde Hava Kanalları ve Terminal Üniteleri

   4.1.1. Kanal Tasarımı

Kanal tasarımında proje mühendislerince en çok aşağıdaki iki metod kullanılmaktadır.

  • Eşit sürtünme katsayısı metodu
  • Statik basınç geri kazanım metodu

Bu metodlar özet olarak aşağıda incelenecektir. Ancak tasarımda kullanılan metod ne olursa olsun, değişken hava debili klima sistemleri kanal tasarımında hesaplar yüksek hız ve yüksek basınçlı kanallar esas alınarak yapılmalıdır. Fabrikasyon üretim yuvarlak ve/veya yassılaştırılmış yuvarlak (flat-oval) hava kanalları ve eklem parçaları (fittings) tercih edilmeli ve kullanılmalıdır. Dikdörtgen kesitli kanal kullanılacaksa sac kalınlığında yüksek basınç dikkate alınmalı, kanal konstrüksiyonu %100 sızdırmaz (hermetik) olmalıdır. Kanal üzerindeki ufacık bir delik veya birleşme aralığının bile büyük gürültülere neden olacağı unutulmamalıdır.

1.Bölüm’de vermiş olduğumuz kanal basınç kaybı diyagramını bu bölümde tekrar veriyoruz. Vantilatör çıkışından VAV terminal ünitesi girişine kadar olan kısım yüksek hız, yüksek basınç kanalı olarak tasarlanmalıdır. VAV terminal ünitesinden sonraki kısım, örneğin üfleme menfez ve difüzörlerine kadar olan kısım ise klasik düşük hızlı hava kanalları tarzında projelendirilebilir. Dönüş ve egzost havası kanalları ise düşük hızlı olarak projelendirilebilirler.

4.1.1.1. Genel Hız ve Basınç Münasebetleri

Değişken hava debili klima sistemlerinde üfleme kanalları için tavsiye edilen projelendirme aralığı 4 Pa/m ila 7 Pa/m’dir. Ancak maksimum hava hızının 20 m/san.’yi geçmemesi de öneriler arasındadır. Buna göre toplam hava debisi 4.000 lt/san. (14.400 m3/saat) üzerindeki sistemlerin vantilasyon kanalı hava hızları 16 m/san ila 20 m/san arasında alınabilir. 4.000 lt/saniye’nin altındaki debilerde ise 4-7 Pa/m sabit sürtünme katsayısı kullanılmalıdır.

  • VAV terminal ünitelerine bağlanan branşmanlarda VAV ünitesinin giriş ölçüleri tercih edilmeli, redüksiyonlardan kaçınılmalıdır. Bu durumda terminal ünitelerinin maksimum ve minimum çalışma hava hızı değerlerine bağlı kalınmış olunacaktır. Örneğin birçok üretici firma VAV ünitelerinin üst çalışma limiti olarak 12 m/san, alt çalışma limiti olarak ta 2 m/san hava hızını vermektedir. Proje olarak ünite seçimi için 10 m/san maksimum hız, 2 m/san minimum hıza tekabül eden debilerde bir VAV ünitesinin seçildiğini varsayalım. Bu ünitenin de giriş çapının φ200 mm olduğunu kabul edelim. Branşman kanalı tasarımında bu çapa sadık kalınırsa önerilen çalışma limitleri içinde kalınmış , türbülans ve ölçüm hatalarından arınmış bir sistem çalışması gerçekleşecektir.
  • VAV terminal üniteleri branşman ayrımlarından, reglaj veya kapatma damperlerinden minimum dört çap uzaklıkta olmalıdır.
  • Branşmanlar üzerine debi-basınç reglajı için “iris” damper veya benzeri debi regraj üniteleri konulmalıdır.
  • VAV terminal ünitesinin damperinin mili muhakkak yatay (yere paralel) konumda olmalıdır. VAV servomotoru montaj esnasında ünitenin altında veya üstünde kalmamalıdır.
  • Üfleme kanalı üzerindeki VAV üniteleri izoleli olmalıdır. Fabrikasyon izoleli olanlar tercih edilmeli, izolasyonun şantiyede yapılması cihetine gidilmemelidir.
  • Her mahal müstakil bir zon olarak kabul ediliyorsa muhakkak ayrı bir VAV terminal ünitesine sahip olmalıdır. Aspirasyon kanalı üzerine de VAV terminal ünitesi konmalıdır.
  • Bir branşman üzerine birden fazla VAV terminal ünitesi seri olarak bağlanmamalıdır. Başka bir ifade ile vantilatör ile klimatize mahal arasında yalnız bir adet VAV terminal ünite olmalıdır.
  • Bir branşman ve/veya ana kanal üzerinde sabit ve değişken hava debili uygulamalar olabilir. Değişken debili hacimler için nasıl VAV terminal ünitesi uygulanıyorsa sabit debili hacimler için de CAV terminal üniteleri kullanılmalıdır. Aksi taktirde sabit hava debisi uygulanan hacimlerde debiyi sabit tutmak mümkün olmaz. Sabit debili hacimler tek bir branşman üzerinde birleştirilip tek bir CAV ünitesi kullanılabilir.
  • Kullanılan CAV üniteleri sabit debiye ayarlanmış VAV terminal üniteleri olabileceği gibi mekanik CAV üniteleri de olabilir (bkz resim) .

4.1.1.2. Eşit Sürtünme Katsayısı

Proje mühendisleri tarafından en çok kullanılan kanal hesap ve boyutlandırma metodudur. Bu metodda kanalın beher metre uzunluğu için bir basınç kayıp katsayısı, örneğin 5 Pa/m seçilir. Bu değer tüm ana kanallar ve branşmanlar için uygulanır. Ancak debinin 4,000 lt/saniyeyi geçmesi halinde sabit sürtünme katsayısı terk edilip sabit hız uygulamasına geçilir.  Bu hususu bir de şu şekilde izah eebiliriz. 6,000 lt/san debili bir sistemin ana üfleme kanalı 14 m/san ila 20 m/san arası sabit bir değerde ve sabit hızda, debi 4,000 lt/saniyeye düşünceye kadar tasarlanır. 4,000 lt/san’den sonra ise sabit hız uygulaması terk edilip sabit basınç kaybı uygulamasına geçilir.

Bu metodun en prtik yönü manuel olarak kolayca yapılabilmesidir.

4.1.1.3. Statik Basınç Geri Kazanımı

Statik basınç geri kazanımı ile hava kanallarının hesaplanması ve ölçülendirilmesi kanal içindeki hava hızının düşmesi neticesi düşen hızın, başka bir deyişle azalan dinamik basıncın statik basınca dönüşmesi temel prensibine dayanır. Örneğin bir branşmanda, debi bölünmesi neticesi ana kanalda hava hızı düşecektir. Hava hızının ne kadar düşeceğini proje mühendisi belirler. Düşen hava hızı neticesinde de belirli miktarda statik basınç geri kazanılır. Branşmandaki konik veya prizmatik daralma (eğer öngörülmüşse) belirli bir miktarda basınç kaybına neden olur. Buna özel eleman basınç kaybı denir. Ancak hava debisi azaldığından kanal içindeki havanın hızı da düşer ve düşen hız kadar dinamik  basınç statik  basınca dönüşmüş  olur. Eğer statik  basınca  dönüşen hız düşümü özel eleman

basınç kaybından fazla ise statik basınç geri kazanılmış olur. Bu hesap tarzıyla klima santralından  tüm terminal ünitelerine kadar olan basınç kaybını eşit tutmak mümkündür. Manuel olarak yapılması oldukça zor ve uğraştırıcı olan bu hesap tarzı için bilgisayar yazılımları mevcuttur.

VAV terminal üniteleri üzerindeki damperin kısma neticesi basınç kaybına neden olacağı ve bu sayede gerekli debi reglajını gerçekleştireceği varsayımı ile hareket edilmemeli, terminal ünitelerinin girişlerine kadar olan kanal basınç kayıplarının mümkün olduğunca eşit veya birbirine yakın olarak belirlenmesi yoluna gidilmelidir. Bu sayede VAV kontrolları daha kolay ve hassas olacak, gereksiz gürültü yaratılması ile enerji israfı engellenmiş olacaktır.

4.1.1.4. Öneriler.

4.1.1.1 sayılı bahiste VAV terminal ünitelerinin yerleştirilmesiyle ilgili bazı önemli hususlar anlatılmıştı. Bu konumuzda da kanal konstrüksiyonu ile ilgili ilave hususlara değineceğiz.

  • Projelendirme esnasında ana kanalların ve branşmanların mümkün olduğunca simetrik olmasına dikkat ediniz. Bu özellik basınç dengelenmesinde size büyük yarar sağlayacaktır.
  • Ana kanalların, ana branşmanların mümkün olduğunca insansız mahallerden, koridorlardan geçmesini sağlayınız.
  • Klima santralı ile VAV terminal ünitesi arasındaki kanallarda asla esnek (flexible) kanal kullanmayınız. Çünkü bu kanallar yüksek basınç ve yüksek hız kanallarıdır. Yuvarlak esnek kanalları VAV terminal ünitelerinin çıkışından sonra kısa mesafeler için kullanabilirsiniz.
  • Fan gürültü seviyesini kontrol ediniz, gerekirse fan çıkışına fabrikasyon susturucu koyunuz. Gerektiği taktirde VAV terminal ünitelerinin çıkışlarına da susturucu koyabilirsiniz. Kanalların iç yüzeylerine akustik kaplama yapılmasını tercih etmeyiniz.
  • VAV terminal ünitelerini branşman ayrılmaları yakınına koymayınız.Minimum mesafe VAV terminal ünitesi giriş çapının (veya dikdörtgenlerde geniş kenarın) minimum dört katı mesafede olmalıdır.
  • Klima santralına yakın branşmanlarda iris damper veya benzeri reglaj damperi kullanınız.

4.1.2.  Menfez ve Difüzör Seçimi

Menfez ve difüzör seçiminde, sabit hava debili ve tümü havalı havalandırma-klima sistemleri için geçerli olan kuralların tümü aynen geçerlidir. Ancak değişken hava debili klima klima sistemleri, isminden de anlaşılacağı gibi mahal yüküne bağlı olarak değişken klimatize hava sevk eden sistemlerdir. Çok önemli olan bu husus menfez, difüzör ve benzeri terminal üniteleri yerleşiminde dikkate alınmalıdır.

Menfez ve difüzörler maksimum yüke bağlı olarak belirlenen hava debilerine, üfleme mesafesine göre, ses seviyeleri de dikkate alınarak seçilir. Ancak kısmi yüklerde hava debisi azalacağından istenen üfleme mesafesi gerçekleşmeyebilir. Bu nedenle vantilasyon ve aspirasyon menfezlerinin birbirine yakın olarak, örneğin aynı yan duvar veya asma tavanın aynı cephesine yerleştirilmesi durumunda bu problemle karşılaşmak mümkündür. Bunun iki çözümü vardır.

  • Debiye bağlı olarak kanat açıları ayarlanabilen özel difüzörlerin kullanımı. Bu tip difüzörler nozıl tipinde, kurveli iki kanada sahiptirler. Debinin azalması durumunda kanatlar birbirine yakınlaşarak kesiti daraltır ve üfleme hızının sabit kalmasını sağlar. Bu işlem mekanik olarak gerçekleştirilebildiği gibi servomotor yardımıyla da yapılabilir. Genelde yan duvar uygulamaları için tercih edilmelidir.
  • Üfleyici ve emici menfez/difüzörlerin karşılıklı duvarlara, asma tavanda karşı köşelere yerleştirilmesi bu sorunu büyük ölçüde çözer. Üfleyici ve emici menfezlerin ilk hızları değişse dahi emici menfezin yarattığı kısmi vakum nedeniyle emici menfez tarafına doğru sürekli bir hava hareketi olacaktır. Bu işlem içten yanmalı motorlarda “cross scavenging” boyuna süpürmeye benzer. Benzer bir uygulama aşağıdaki resimde görülmektedir.

4.1.2.1. Plenum Hücre ve Terminal Üniteleri.

Değişken debili klima uygulamalarında plenum hücreli terminal üniteleri önerilir. Bu durumda VAV terminal ünitesinin çıkış tarafına fabrikasyon olarak bir plenum hücre monte edilmiş olacaktır. Bu hücre klimatize havanın dağıtımını sağlayacaktır. Aynı şekilde üfleyici ve toplayıcı menfez ve difüzörlerin de plenum  kutulu  olması önerilir.  Böyle  bir uygulamada  plenum  hücre ile  üfleyici menfezler arasındaki bağlantı dairesel kesitli fleksibl kanallarla gerçekleştirilecektir.Bu suretle  dirsek, redüksiyon,adaptör gibi parçaların kullanımından kaçınılmış olacak, kaçaklar ve basınç kayıpları minimuma indirilmiş olacaktır.

  4.1.2.2. Lineer ve Slot Difüzörler.

Lineer ve slot difüzörler değişken hava debili klima sistemlerinde en çok kullanılan difüzör tiplerinden biridir. Yapısal özellikleri sayesinde son derece estetik bir görünüşe sahiptirler ve mimariyle çok güzel bir uyum sağlarlar. Slot difüzörleri uç uca ekleyerek bütün bir duvar boyunca veya köşe birleştirme parçaları kullanmak suretiyle bütün bir odayı asma tavan içinden çepeçevre dolaşmak mümkündür. Aşağıdaki çizimdeki “Montaj Alternatifleri” kısmında tek ve çok parçalı slot

difüzörlerin montaj şekilleri, köşe birleştirme parçaları görülmektedir. Aynı çizimin sağ tarafındaki “Plenum Hücreler” kısmında da izoleli ve izolesiz plenum kutular görülmektedir. İzolasyon malzemesi üretici firmaya göre değişiklik göstermekle birlikte en çok kullanılan izolasyon malzeme köpürtülmüş kauçuk şilteleri ve üzeri aluminyum folyo kaplı camyünü kullanılmaktadır. Genelde 2 metre uzunluğu geçen slot difüzörler çok parçalı olarak üretilemktedir. 1 metre uzunluğa kadar tek yaka, daha uzun olanlarda ise her 1 metre uzunluk için bir yaka kullanılmaktadır.

Slot difüzörlerin önemli bir özelliği de atış ağzına yakın yerdeki yönlendirici kanatlar sayesinde istenen üfleme yönünün önceden belirlenebilmesidir. Lineer menfezlerde bulunmayan bu özellik değişken hava debili klima sistemlerinde pozitif havalandırmanın sağlanmasında büyük bir üstünlük sağlamaktadır.

  4.1.2.3. Tavan Difüzörleri.

Havalandırma literatüründe yer alan tavan difüzörlerinin tamamı değişken hava debili klima sistemlerinde kullanılabilir. Yuvarlak ve kare anemostatlar, helisel üflemeli difüzörler, kanatları hareketli difüzörler ve döner gövdeli difüzörler bunların bir kısmıdır.

Tavan yüksekliği 3,5 metrenin üstünde olan hacımlar için kanatları yaz-kış durumuna göre hareketli difüzörler veya döner gövdeli difüzörler kullanılmaktadır. Aşağıdaki resimde her iki modelin yaz ve kış çalışmasındaki konumları ve üfleme durumları görülmektedir.

Helisel difüzörler  2.6 metre ila 4 metre arası tavan yüksekliği olan mahaller için ideal üfleme üniteleridir. Helisel bir patern ile havayı üflediğinden mahal havası ile üfleme havası çok çabuk ve kısa mesafede birbirine karışır. Bu özellik sayesinde üfleme ve mahal havası arasındaki sıcaklık farkı alışılmış olan 8 ila 10oC’ın üstünde, örneğin 12 hatta 14oC alınabilir. Bu sayede gerekli olan maksimum hava debisi de aynı oranda azalmış ve belirli bir oranda enerji tasarrufu sağlanmış olur. Tavan yüksekliği 4 metrenin üstünde olan hacimlerde teleskopik difüzör, jet nozıl gibi terminal elemanları da kullanılabilir. Ancak bu tip bir uygulamada minimum debideki atış mesafelerinin kontrol edilmesi, eğer yetersiz kalıyorsa ona göre tedbir alınması gerekir. Anemostatların kullanıldığı bir uygulama aşağıdaki çizimde görünmektedir.

Bu uygulamada da kısmi yüklerde pozitif havalandırma yapılabilinmes iiçin enine süpürme uygulanmıştır.

4.2.  Perimetrik Hacimler ve İç Hacimler

Perimetrik hacimler, genelde bir yapının ekseriyetini oluşturan, yaz aylarında ısı kazancı, kış aylarında da ısı kaybı olan hacimlerdir. Bu nedenle hem soğutma, hem de ısıtmaya ihtiyaç gösterirler. Bu nedenle karşımıza değişik VAV klima uygulamaları çıkar.

      4.2.1.Döşemeden Isıtma

Bu uygulamada ısıtma prosesi değişken hava debili sistemin görevi dahilinde değildir. Sistem yalnız yaz kliması (soğutma) ve havalandırma ihtiyacını karşılar. Yaz çalışmasında mahallin yük durumuna göre hava debisinin VAV terminal üniteleri vasıtasıyla ayarlanması ile yaz ve geçiş mevsimlerinin gerekli soğutma ve havalandırma ihtiyacı karşılanır. Kış uygulamasında ise sistem ve VAV terminal üniteleri yalnız taze hava ihtiyacını karşılamak üzere minimum debide çalışırlar. Isıtma ise döşemeye yerleştirilmiş borularla yapılır. Döşemeden ısıtma yerine radyatör, döşeme tipi konvektör veya fan-coil üniteleri de kullanılabilir.

     4.2.2. Tavandan Isıtılmış Hava Sevki (dual conduit)

Bu uygulamada da değişken hava debili klima sistemi, bir önceki uygulamada olduğu gibi yalnız soğutma ve taze  hava  ihtiyacını karşılar. Isıtma  için  asma tavan  içine monte edilmiş kısa kanallara bağlı fan-coil üniteleri kullanılır. Kış uygulamasında mahal sıcaklığı fan-coillerin ısıtıcı bataryalarına kumanda edilmek suretiyle gerçekleştirilir. Bu çalışma esnasında VAV klima sistemi mahallere minimum debide hava göndermektedir. Benzer bir uygulama 103’üncü sayfadaki çizimde gösterilmektedir.

     4.2.3. Son Isıtıcılı VAV Uygulamaları

Son ısıtıcılı VAV terminal ünitesi uygulaması perimetrik hacimlerle ısı kaybı olmayan hacimlerin bir arada bulunduğu yapılarda yaygın olarak kullanılan değişken debili klima sistemlerinden biridir. Bu uygulamada merkezi klima santralı yaz ve kış uygulamalarında minimum sıcaklıkta, örneğin 14oC veya 16oC’ta klimatize havayı mahallere sevk eder. Bunun nedeni ısı kaybı olmayan iç hacimlerin kış çalışmasında da soğutmaya ihtiyaç göstermeleridir. İç hacimler kış çalışmasında da aynen yaz çalışmasında olduğu gibi değişken debili soğutma prosesine devam ederler. Perimetrik hacimlerin kış uygulamasında herhangi bir soğutmaya ihtiyacı olmaması, bilakis ısıtmaya ihtiyacı olması nedeniyle bu hacimlere ait VAV terminal üniteleri minimum hava debisinde çalışmaya başlarlar. Mahallerin ısı ihtiyacı ise VAV terminal ünitelerinin çıkış tarafına konan ısıtıcı bataryalar ile sağlanır. Bu bataryalar sıcak su ile çalışabileceği gibi elektrikli de olabilirler. Ancak elektrikli ısıtıcı kullanımında bazı emniyet tedbirlerinin alınması gereklidir. Örneğin hava akışı durdurunda elektrikli ısıtıcı devre dışı bırakılacaktır. Keza üfleme sıcaklığı önceden belirlenen bir değerin üzerine çıktığında emniyet termostadı devreyi kesecektir gibi.

105’inci sayfada da perimetrik hacimlerle ısı kaybı olmayan iç hacimlerin iç sıcaklığa bağlı olarak hava debisi kontrolleri grafik olarak görülmektedir. Perimetrik hacimlerde yaz mahal sıcaklığı oransal olarak kontrol edilmekte, ancak mahal sıcaklığının belirli bir sıcaklığın altına düşmesi halinde sistem devamlı minimum hava debisinde çalışmaktadır. Örneğin mahal sıcaklığını 26oC ve oransal bandı 2oC aldığımızda   mahal  27oC’ta  maksimum  debi ile,  25oC’ta  da minimum  debi  ile çalışmaktadır .  Kış sıcaklığının 22oC alındığını kabul edersek, bu sıcaklık 25oC’ın altında olduğu için sistem tüm ısıtma peryodu boyunca minimum hava debisinde çalışacaktır.

Isı kaybı olmayan mahallerde ise durum farklıdır. Burada da yaz mahal sıcaklığının 26oC, kış mahal sıcaklığının 22oC ve her iki durumda da oransal bandın 2oC olduğunu varsayarsak her iki iç dizayn şartı için VAV sistemi benzeri bir çalışma gösterecektir. Yaz çalışmasında sistem 25-27oC arasında oransal çalışacaktır. 25-21oC arası ise geçiş zonu olduğundan mahal sıcaklığı 23oC’a düşünceye kadar minimum debide çalışacak. 23-21oC arasında da aynen Yaz çalışmasında olduğu gibi bir oransal çalışma sergilececektir. Eğer mahal şartı yaz ve kış için aynı ve 26oC alındıysa sistem devamlı olarak 2a-2baralığında çalışacaktır.

     4.2.4. Klima Santralından Isıtılmış Hava Sevki

Klimatize edilen tüm mahallerin kış uygulaması esnasında ısıtmaya ihtiyaç göstermesi, örneğin binada ısı kaybı olmayan iç hacimlerin bulunmaması durumunda uygulanabilen bir sistemdir. Son derece yaygın olarak kullanılan bu sistem sayesinde döşemeden ısıtma, fan-coillerle tavandan ısıtılmış resirküle hava sevki gibi uygulamalar gereksiz olur.

Yaz uygulamalarındaki sabit sıcaklıkta hava sevkine benzer bir uygulamadır. Ancak yazın sevk olunan hava ile kışın sevk olunan havanın sıcaklıkları birbirinden farklıdır. Kış üfleme sıcaklığı maksimum yaz ebisi esas alınarak, maksimum ısıtma yüküne göre belirlenir. Yaz çalışması esnasında üfleme havası mahal yüküne bağlı olarak değişiklik gösterir. İşlem 2a-2barasındaki oransal band içinde maksimum ve

minimum debi arasında sıcaklık artışına bağlı düz oransal değişim gösterir. Kış çalışmasında ise 1a-1barasında sıcaklığa bağlı olarak oransal değişim gösterir. Ancak bu değişim ters oransal çalışmadır, çünkü sıcaklığın düşmesi durumunda debi artmakta, sıcaklık arttıkça debi azalmaktadır.

4.3.  Siste Çalışma ve Kontrol Modları

Değişken debili klima sistemlerinin tasarımında, şu ana kadar anlatılan çalışma modlarına ilaveten üç değişik çalışma modunun da dikkate alınmasında yarar vardır. Bu ilave modlar sistemin otomasyonu ile ilgili olup şunlardan meydana gelmektedir.

  • Dolu hacimler
  • Boş hacimler
  • Rejime alma işlemleri

4.3.1. Dolu Hacimler

Bu çalışma modunda bina, zon veya hacim normal kullanım durumundadır. Ofis kompleksi, alış-veriş merkezi gibi yapılarda gündüz, çalışma saatleri dahilinde meydana gelir. Hastane ve benzeri kuruluşların büyük bölümünde ise 24 saat devamlı olarak bu çalışma modu uygulanır. Bu çalışma esnasında projede öngörülen sıcaklık , bağıl nem ayarları gerçekleştirilir, havalandırma ise devamlı olarak gerçekleştirilir. Bu modun temel karakteristikleri şunlardır.

  • Merkezi klima ünitesinin vantilatör ve aspiratörü devamlı olarak çalışır.
  • Mahal sıcaklığı önceden belirlenen sıcaklıkta, “set-point” değerinde tutulur.
  • Mahalle sevk edilen hava, mahal ısı yüküne bağlı olarak modüler bir tarzda ayarlanır.
  • Mahal yük durumu, yaz-kış çalışma durumu ne olursa olsun hiçbir zaman minimum debinin altına düşülmez.
  • Vantilatör, VAV ünitelerinin çalışmalarına bağlı olarak statik basıncın değişmesiyle gerekli statik basınç ve debi değişikliklerini gerçekleştirir.
  • Karışım havalı sistemlerde dış hava damperi ile by-pass damperi konumları, gerekli olan dış havayı temin edecek tarzda otomatik olarak ayarlanır. 

    4.3.2. Boş Hacimler

Bu çalışma modu ticari kuruluşlarda karşılaşılan bir durumdur ve genelde geceleri meydana gelir. O anda mahalde insan bulunmadığından klimatizasyon ve havalandırma gerekmez. Mahal sıcaklığı kontrol edilmez, vantilatör ve aspiratörün çalışması durdurulur veya aralıklı olarak kontrollu çalışması sağlanır. Ancak, özellikle kış çalışmasında mahallin ısısının çok düşmemesi, örneğin 15-16oC’ın altına inmemesi için önlemler alınır. Böyle bir önlemin yaz çalışmasında yapılması gerekli değildir. Bu çalışma modunun temel amacı enerji ve işletme maliyetinden tasarruftur. Bu modun temel karakteristikleri şunlardır.

  • Herhangi bir hacimde, özellikle perimetrik hacimlerde sıcaklığın belirlenen bir değerin altına düşmesi durumunun haricinde vantilatör ve aspiratör çalışmaz. Ancak hacimlerde ısıtma başka türlü gerçekleştiriliyorsa, örneğin tavandan ısıtılmış hava sevki, döşemeden ısıtma gibi sistemler mevcutsa vantilatör ve aspiratörün bu moddaki çalışma esnasında devreye girmesi gerekmez.
  • Dış hava damperi kapalıdır, by-pass damperi açıktır.
  • Eğer ısıtma işlemi değişken hava debili klima sistemiyle karşılanıyorsa, bu çalışma modunda VAV terminal ünitelerinin ayarları (“set-point”leri) otomatik olarak olarak minimum konuma getirilir. Bu işlem BMS/DDC kontrol sistemlerinin bünyesindeki yazılım ile gerçekleştirilir.

   4.3.3. Rejime Alma İşlemleri

Bu çalışma modu “Boş Hacimler” çalışma modundan normal çalışmaya, “Dolu Hacimler” moduna geçiş sürecini kapsar. Genelde sabah saatlerinde, örneğin ofis komplekslerinde mesai başlama saatinden belirli bir süre önce başlar. Temel amaç mümkün olan en kısa sürede hacimleri, istenen konfor şartlarına getirmektir. Ancak bu çalışma modu süresinde bina ve hacimler insansız olacağından taze hava gerekmez, sistem resirküle hava ile çalışır (dış hava damperleri kapalı, by-pass damperi açıktır). Bu modun temel karakteristikleri şunlardır.

  • Merkezi klima santralı vantilatör ve aspiratörü devamlı olarak maksimum debide çalışır. Bunun tek istisnası, kış uygulamasında ısıtma başka yöntemlerle gerçekleştirilmesi durumudur. Bu durumda fanların devreye girmesinin gereği yoktur; ısıtma sisteminin çalışması ile yetinilir.
  • Dış hava damperleri bu çalışma modu esnasında kapalı konumdadır. İşlem resirküle hava ile gerçekleştirilir. Ancak mahalde normal çalışma modu öncesi herhangi bir nedenle kısmi havalandırma, örneğin koku giderme vb gerekiyorsa dış hava damperleri kısmen açık konuma getirilebilir.
  • VAV terminal ünitelerinin damperleri tam açık konumunda bulunur. Üniteler maksimum kapasitede çalışır.

Bu moddaki çalışma iki şekilde sona erer.

  • Mahallerin istenen sıcaklık konumuna gelmeleri veya,
  • Rejime alma işlemleri için belirli bir sürenin belirlenmiş olması ve bu sürenin sona ermesi.

Bu işlemlerin tamamı BMS/DDC bünyesindeki yazılımlarla gerçekleştirilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir